‘Time’. Pink Floyd’un The Dark Side of the Moon adlı albümünde yer alan zaman hakkındaki şarkısı. Daha açıklayıcı olmak gerekirse yaşam zamanımız ve onu nasıl kullandığımız- ya da harcadığımız.
(Türkçe ve İngilizce sözlerine aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz.
Türkçe: https://pinkfloydturk.net/2007/07/05/time-zaman-turkce-sozleri/
İngilizce:https://www.musixmatch.com/lyrics/Pink-Floyd/Time-2 )
Beni en çok etkileyen ve düşündüren, çokça da korkutan, kısım ise burada başlıyor. Birkaç acılı, pişman haykırma ve enfes bir gitar solosu sonrası- kişi, zamanı yakalama çabasından bahsediyor. Koşuyor, çabalıyor fakat asla yetişemiyor. Kısalan yıllar, kısalan nefeslerle ölüme doğru koşuyor. Bir zamanlar önünde bolca olduğuna inandığı zamana yetişemiyor ve kabulleniyor bunu. “Vakit geçti, zaman bitti, söyleyecek daha çok sözüm olduğunu düşünmüştüm” şeklinde anlatıyor bu kabullenişi bize. ‘Time’ şarkısı bu dizelerle bitmesine rağmen parça henüz burada sona ermiyor.
Parça aynı albümden, aslında ‘Breathe’ adlı şarkıya ait, başka bir bölümü ile sonlanıyor. Eve dönüşünden ve rahatlamasından, vazgeçişinden, bahsediyor kişi. Kovalamayı bırakıp eve dönüşü onu soluklandırıyor ve rahatlatıyor. Zaten hiç inanmadığı, biraz da geç kaldığı, bu maraton sonlanıyor onun için. Ölüme koşuş bir kez daha vurgulanıyor “ağır ağır çalan demir çanın insanları çağırışıyla”.
Bu şarkıyı farklı kılan ise çok büyük bir topluluğa hitap edişi. Zamanını öldürüp telafi edebileceğine inanan topluluğa. Korkutucu kılan ise bu farkındalığın geç oluşu ve vazgeçişe yönlendirişi. Parça bizi bir yandan uyarırken diğer yandan ilham veriyor. Gerçekliği ise umutsuzlaştırarak bizi, içimizi uyuşturuyor.
‘Time’ bizi bir kişinin hayat hikayesini gezmeye çıkarıyor. Aramızdan bir kişinin, muhtemelen kendimizin.
Yorum bırakın